eflatunalem

Monday, August 23, 2010

Tagebuch in Deutschland: Episode 10


21.08.2010
Heidelberg, 18.07

Sabah Elo'yla güzel bir kahvalti yaptik evde, sonra da Heidelberge dogru yola ciktik; cok uzak degil Mannheim'dan, trenle yaklasik 20 dakika. Önce 'Altstadt' denilen yeri gezdik. Kücük, dar sokaklar ve tarihi evler, ve tabii ki bircok turist (sanirim dünyanin her yerinde böyle: haftasonu-haftaici kafasi. Simmel acaba düsünmüs müdür, "ulen iki kelam laf ediyoruz ama Pazar her yerde ayni 'Pazar' midir acaba..." diye).


Heidelberg iki tepenin arasinda, Neckar'in iki yakasinda (ama ozellikle bir tarafinda) konuslanmis tarihi kücük bir sehir: Almanya'nin ilk üniversitesi, heybetli kalesi, kilisesi falan. Ama benim icin ayri bir anlami var.

Sehrin tarihi kismini gezdikten sonra, ilk önce sehrin yogunluklu olarak konuslandigi taraftaki tepeye ciktik, kalenin oldugu tepe, güzel bir manzara. Daha sonra yeniden asagiya inip (düzlüge inince buz gibi bir Schöfferhofer) Neckar üzerine kurulan ilk köprüden gecerek filozoflarin takildigi tepeye ciktik. Sol taraf Bismarck'in takildigi, sag tarafsa Hölderlin'in takildigi yer. Saga dönüp biraz yürüdük. Hölderlin'in Heidelberg icin yazdiklarini iceren bir anitin yaninda durduk.


Lange lieb' ich dich schon, möchte dich,
...
...
So viel ich sah


Neler düsündü acaba buralarda, diye düsünmeye basladim, sessiz bir ormanin icinde.

Iki tepeden de sehre dair güzel bir manzara var. Yeniden sehre karisip biraz dolastik, bir seyler yedik (bir seyler yerken Bionade ictim, holunder aromali, ve yine ayni seyi düsündüm: Adorno'ya göre Hölderlin'in ismi Holunder'den geliyormus, "Mürver agaci"). Straßen Katzen e.V. (Sokak Kedileri Dernegi) yararina ikinci el 'sey'ler satan yasli ve kibar iki Frau(en)'den bir 'sey' aldim (icine sadece bir iki küpe konulabilecek, yarisi kapagindan ibaret yuvarlak ahsap bir sey). Daha sonra Karin ve Richard Warth ikilisi icin biraz cikolata aldim, alirken gözüm döndü, alayi enfes. Trenin kalkis saatini de hesap ederek Neckar kiyisinda bir yere oturduk, son icecekler icin. Bu sefer Baviera usulü seramik bardakta 'Münchner Hofbräu Hefeweizen' ictim (yapanin ellerine saglik, tüm hepsi icin).

Ich fühle mich gut in Heidelberg sanirim Heidelberg icin son Almanca cümlem oldu Elo'ya.

0 Comments:

Post a Comment

<< Home